İki kölelik
Fotoğraf: Envato
Bu ülkede kayıtsız şartsız öldürme hakkı sadece patronlara ve onların devletlerine tanınıyor. Yılda ortalama 1400 işçi iş cinayetlerinde katlediliyor, üstelik bunlar sadece kayıt altına alınmış olanlar. Patronların toplu katliam yapma hakları bile var. Soma örneğinde olduğu gibi tek seferde 300’den fazla işçiyi öldürebiliyorlar. Bazı durumlarda da bir civataya karşılık birkaç işçi öldürebiliyorlar. Kapitalistler sermaye düzeninin muteber ve güvenilir adamlarıdır ve onun için işçi ve emekçi öldürme hakları onlara tanınıyor. Bu kadar insanı öldürüp, sonra da ellerini kollarını sallayarak dolaşmalarının başka bir açıklaması bulunmuyor.
Diğer taraftan Kürt illerinde öldürülen Kürt gençlerinin, kadın ve çocuklarının sayıları yayımlanıyor. Resmi açıklamalara bakılırsa sadece Silopi, Sur ve Cizre’de 800’den fazla Kürt genci öldürülmüş. 100’den fazla çocuk ve çok sayıda kadının da öldürülenler arasında olduğunu biliyoruz. Son 30 yılda öldürülenlerin sayısı ise 40 binleri geçiyor. Devleti yönetenler yoksul halk çocuklarını öl emri de verebiliyorlar. Ülkenin değişik bölgelerine giden her cenazenin gericiliği ve milliyetçiliği güçlendirdiği hesap ediliyor, her ölüm haberinde eller ovuşturuluyor.
Kürt illerinde öldürülenlerin ulusu belli, bunlar Kürt. Ülkenin diğer bölgelerinde öldürülen işçi ve emekçilerin ulusu ise daha karmaşık. Türkler, Kürtler ve diğer guruplardan işçi ve emekçiler. Şu sıralar ülkeyi yönetenler Kürtler ve işçi ve emekçiler için “yeni iyilikler” planlıyorlar! İşçilerin kıdem tazminatlarına el atılıyor, emek gücünün pazarlanması “iş piyasasının düzenlenmesi” adına modern köle tüccarlığından başka bir anlama gelmeyen istihdam bürolarına devredilmeye çalışılıyor. Kürtler için ise yeni “Şark İslahat planları” hazırlanıyor. Yani yeni baskı mekanizmaları, jandarma ve karakol sistemi. Peki ama bütün bunlar ne için? Yanıt zalimce ama açıktan yazmakta yarar var; Kürtlerin ulusal köleliğini pekiştirmek için!
Bu iki kölelik, yani Kürtlerin ulusal köleliği ile işçi ve emekçilerin sermaye onun devletine köleliği her geçen gün yoğunlaşıp, katmerleşiyor. İşin acı tarafı bir tarafta yoğunlaşan kölelik, diğer taraftakinin üzerindeki köleliğin artması ve çekilmez hale gelmesine yol açıyor. İşçi ve emekçilerin sermayeye karşı mücadelesinde demokratik siyasal haklara ihtiyaçları var. Ama işçilerin özgürce sendikalaşma, kendi temsilcilerini seçme hakları bulunmuyor. İşçi haklarına karşı genel politik, siyasal saldırılara karşı politik genel grev vb. hakları da yasal olarak bulunmuyor. Siyasi demokrasinin kazanılması durumunda işçiler sermayeye karşı verdikleri mücadele de daha güçlü hale gelecekler.
Kürt sorununun çözümü de bütünüyle politik bir sorun. Ezilen ulusun tüm haklarının tanınması, Türklerle Kürtlerin politik olarak eşit hale getirilmesi bir demokrasi sorunu. Örneğin ana dilde eğitimin tanınması, Kürtlerin kendi iç işlerini diledikleri gibi düzenleme hakkına sahip olmaları siyasi demokrasinin sorunları ve bunların Kürtlerin ekonomik kurtuluşuyla her hangi bir ilgisi bulunmuyor. Demokratik özerkliği, ya da öz yönetimi kazanan Kürtlerin politik köleliği bitecek, sosyal kurtuluşa giden yol belirginleşmiş ve açılmış olacak. Bu kadar daha fazlası değil. Ötesi Kürtlerin kendi sorunu. Açıkçası bizim de patronlarımız, ağalarımız, işçilerimiz, yoksul köylülerimiz vb. varmış demek üzere yol düzenlenmiş olacak.
Demek ki iki kölelik bir noktada ortak bir davaya sahip. Bu dava demokrasinin kazanılması davasıdır. Ülke gerçekten demokratikleşecek, ulusal baskı bitecek, söz, basın, örgütlenme özgürlüğü tam olacak, sınıf mücadeleleri daha açık ve net bir zemin üzerinde cereyan edecekse demokrasinin kazanılması kesinlikle gerekli. Ülkenin ezilen ve sömürülen işçi ve emekçilerinin, ezilen ulusunun, demokrasi ve özgürlük talep eden bütün ilerici güçlerinin barışı ve kardeşliği kazanacak bir demokrasi mücadelesinde bir araya gelmesi gerekiyor. Bu ihtiyaç her geçen gün daha yakıcı hale geliyor ve acilleşiyor. Aksi takdirde bizi bekleyen kapkara bir gericiliktir.
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13
- Elde ne var? 01 Kasım 2024 05:05
- İktidara ve düzen partilerine güvensizlik 25 Ekim 2024 15:00
- Dışa karşı cephe, içe karşı cephedir 18 Ekim 2024 05:06
- Muhalefet sorunu 11 Ekim 2024 05:27
- ‘İç cephe’ kimlere karşı güçlendirilecek? 04 Ekim 2024 04:53
- Sorumluluk sizde 27 Eylül 2024 05:37
- Saldırıyı püskürtmek için 20 Eylül 2024 05:56
- Kılıcı asıl sallayanlar kimler? 13 Eylül 2024 05:13
- Yoksulluk bitmiş, haberiniz var mı? 30 Ağustos 2024 04:52
- Borç çok, kamçı var, yiğit kim? 23 Ağustos 2024 04:50